Çalışanlarının enerjisini arkasına alan şirketler örgütsel değişimlerini başarılı şekilde gerçekleştirir. Bu süreçte çalışanlarını anlayan ve çıkabilecek sorunları öngören firmalar bu değişimi daha kısa sürede daha başarılı bir şekilde gerçekleştirecektir. Çalışanlara değişimin gerekliliği ve avantajlarını aktarmak, belirsizlikleri ortadan kaldırmak, şirket bütününün bir takım olduğunu hatırlatmak, değişime direnç gösterilmesi yerine destek verilmesini kolaylaştırır.
Müdavimi olduğunuz barda sahne alan bir grup düşünün. İletişim kurabildiğiniz, eleştirilerinizi ve isteklerinizi dile getirebildiğiniz takdirde “size özel bir grup olduğunu” hissedersiniz. Arkadaşlarınıza tavsiye edip, beğenilerinizi dile getirirsiniz. Müzik hayatına devam eden bu grup, işleri ilerletip albüm çıkardığında, artan hayran sayısı ve zamanla bar programlarını da sonlandırmasıyla, eski samimiyetini yitirir ve “size özel” olmaktan uzaklaşır.
Firmanın kuruluşunda işvereniyle birlikte ter döken, büyümesine katkı sağlamış çalışanlar, kurumsallaşma sürecine giren firmalarına karşı, örnekteki çekirdek hayran kitle ile benzer duyguları paylaşır.
Direnç Birçok Üretim Evresinde Ortaya Çıkabilir
“Kalite ve iş güvenliği yönetmeliklerinin zorunlu kıldığı kıyafetleri çalışanlarımıza giydiremedik!”
Bu cümleyi eğitim için gittiğim bir fabrikanın insan kaynakları yöneticisinden duydum.
Çalışanlar “sahiplendikleri” şirketlerinin gireceği köklü değişime refleks olarak direnç gösterebilirler. Özellikle mavi yaka çalışanlarda görülen bu dirence beyaz yaka da katılabilir. Bu gibi durumlar firmanın kurumsallaşma sürecini uzatarak fazladan maliyete ve zaman kaybına neden olurlar.
Prof. Dr. Ayşe Şahin’ e göre, değişime direnci ortadan kaldırmak değişim sürecinin en zor aşamasıdır. Prof. Gönül Budak ve Prof. Gülay Budak ise, İşletme Yönetimi adlı kitaplarında bu direncin nedeni olarak; yeni şeyler öğrenmenin, zihinsel ve fiziksel olarak ek bir çaba gerektirdiğinden, çalışanlar arasında rahatsızlık yaratabileceğini belirtmiştir.
Bu zor ve olağan durumun, üstesinden gelmek strateji gerektirir. Yazının başında bahsettiğimiz müzik grubu örneğinin bize neler hissettirdiğini düşünelim. Aile şirketlerinin uzun süredir orada olan çalışanları da kurumsallaşma sürecinde benzer duygular hissederler. Patronlarına istedikleri zaman ulaşamayacaklarını bilmek, çalışan sayısının artmasıyla artık özel olmayacaklarını düşünmek çalışanlar için tedirginlik yaratır.
Bu konu ile ilgili Business Research Lab’ın yaptığı bir araştırma, 500 ya da daha fazla kişinin çalıştığı şirketlerde çalışan memnuniyet oranı 100 kişilik şirketlerdeki çalışan memnuniyeti oranından daha düşük olduğunu ortaya koymakta. Sayıca fazla ekibe dahil olan çalışanlar, sorunlarını yönetime aktaramadıklarını dile getirmişler.
“Society for Human Resource Management‘ın 2016 yılında yayınladığı raporu, mutlu çalışanlara sahip işletmelerin 3 kat daha yaratıcı olduğuna ve yüzde 37 daha iyi bir ticari performans sergilediğine dikkat çekiyor.”
Kurumsallaşma sürecinde çalışanların desteğini alabilmeyi başaran firmalar, süreci hızlı ve verimli şekilde tamamlayabilmektedir. Eğer firma, çalışanların fikirlerine değer vererek bu süreçte onlarla “birlikte” hareket ederse, çalışanlar şirketlere karşı bağlarını koparmamış olacaklardır.
Takım Çalışmasının Önemli Sınavı
Bunu uygulayan şirketlerden biri olan Aras Kargo’ nun CEO’ su Evrim Aras, kurumsallaşma süreci için, ’Yolaçık’ sloganıyla tüm Türkiye’yi dolaştıklarını ve Türkiye çapındaki Aras Kargo çalışanları ile bir araya gelerek onları dinlediklerini aktarıyor.
Başka bir örnekte Şölen Çikolata CEO’ su Elif Çoban “Şölen’ de yönetimden insan kaynaklarına, finanstan üretime kadar her alanda çalışanlar bu sürecin bir parçası olacak” görüşünü benimseyerek kurumsallaşma sürecinde nasıl ilerlediklerini aktarmış.
Kurumsallaşan firmanın güçlenmesi, pazar payını artırması ve büyümesi; çalışanların iş güvencelerini sağlamalarına ve daha iyi imkanlarla çalışmalarına olanak sağlayacaktır. Çalışanların bu gelecek projeksiyonunu kavrayarak, mutlu ve destekçi olmaları, firmaya zaman ve verimlilik kazandıracaktır. Society for Human Resource Management‘ın 2016 yılında yayınladığı raporu, mutlu çalışanlara sahip işletmelerin 3 kat daha yaratıcı olduğuna ve yüzde 37 daha iyi bir ticari performans sergilediğine dikkat çekiyor. Kurumsallaşma sürecinde bu gücü çalışanların desteğiyle edinmek şirketin kurumsallaşma çabalarında başarı oranını arttıracaktır.
Yazının başında söz ettiğim yeni kıyafetlerini giymemek için çaba sarf eden çalışanların sorunu nasıl mı çözüldü? Bir kaç kişi haricinde ertesi gün herkes yeni kıyafetlerini giymişti. Bir gün öncesi, tüm çalışanlar ile bir araya geldik. Yeni kıyafetlerin güvenlik için gerekli olduğu, firmanın çalışanlarının sağlığını önemsediği için böyle bir güncellemeye gerek duyduğunu aktardık. Gelecek kalite standartları ile firmanın iş hacminin artacağı ve daha sağlıklı bir çalışma ortamına sahip olacaklarını paylaştık. En önemlisi de firmanın değişim sürecinin çalışanların da yararına olacağını anlattık. Her şeye rağmen yine de bir kaç çalışan kıyafetlerini giymemişti. Direnç gösterdikleri için mi? Hayır, beden ölçülerine uygun kıyafetler bir gün sonra temin edilecekmiş.