Liderlik Eğitimi: Yönetici ve Adayların En Önemli Gücü

Bir şirketin başarısı tabi ki çalışanlarının başarısıyla mümkündür. “Çalışanların Başarısı”; verimli, performansı yüksek, etkin ve “uyumlu” çalışanların bir araya gelmesiyle mümkün olur. Bu şartların her zaman bir araya gelmesi mümkün değildir ancak günümüzde kurumların verimliliğine ve performansına etki eden çok sayıda yardımcı etken var.

Bunlardan biri de liderlik eğitimi…

Birçok organizasyon şemasında; ara kademelerde çok sayıda yönetici bulunuyor. Çalışan sayısı arttıkça şirketler, takım liderleri, müdür yardımcıları, müdürler gibi ünvan ve pozisyonlar ile tüm çalışanların uyum içerisinde çalışmasını sağlamaya çalışıyorlar. Yöneticilik pozisyonunda görev yapan çalışanlar, tecrübeli de olsa tecrübesiz de olsa gelişen iş hayatında sürekli kendilerini geliştirmek zorundalar.

Liderlik ve yöneticilik kavramlarının ayrıştırılması ile liderlik eğitiminin gerekliliğinin nedenini anlayabiliriz. Şirket yönetimi tarafından bir takıma “atanmış” çalışan, yönetici ünvanı ile görev yapmaya başlar. Takımının performansından ve iletişim başarısından sorumlu hale gelir. Ekibin yaşadığı problemleri çözmek, proseste yaşanan aksamaları tespit ederek geliştirmek atanan yöneticinin görevidir. Takım üyeleri kendi arasında anlaşmazlıklar yaşayabilir, iş akışında sorun yaşayabilir, bu tür durumlarda da ilk adım olarak atanmış yöneticisine sorunlarını aktararak çözüm bekler.

“Takım içerisinde liderine güvenen ekip kendisine destek verecek ve ilgili departmanı/prosesi başarılı hale getirecektir.”

İşte burada devreye “iletişim ve yönetim” girer. Bu iki kavram Liderlik kavramının temellerini oluşturur. Yine bu iki kavramın altında da birden fazla önemli kavram vardır. Zaman ve stres yönetimi, etkili iletişim, ekip yönetimi, çalışan psikolojisi, ikna teknikleri gibi kavramlar, bir yöneticinin gerçek bir lider olması için hakim olması gereken kavramlardır. Eğer yönetici, lider özelliğine sahip değilse, bu yetkinliği henüz edinmemişse, ekibinin başarılı olması beklenemez. Çünkü sadece teoride iş akışını sağlayabilir, bu iş akışı da çalışma hayatının doğal yapısından ve beşeri özelliklerden kaynaklı olarak sık sık sekteye uğrar. Teoride yapılması gereken; “raporlama, uyarı, ihtar, puanlama vb.” işlemler sorunları sadece görünebilir hale getirir ancak çözmez. İkili iletişim ile takım içerisindeki uyumsuzluklarla başa çıkmak, performans düşüşlerinde çalışanların sorunlarını tespit etmek, en önemlisi de yapılan işi bir takım olarak sahiplenildiğinin çalışanlara aktarılması adımlarını uygulamadığında bir yönetici verimli olamaz. Bazı durumlarda otoriter, bazı durumlarda aynı kademede bir çalışan gibi davranması gereken yönetici, liderlik yetkinliği ile tüm durumlarda takımının kendisine güvenmesini sağlamalı ve “işi” sahiplendiğini göstermelidir. Takım içerisinde liderine güvenen ekip kendisine destek verecek ve ilgili departmanı/prosesi başarılı hale getirecektir. Bu durumları yönetecek “atanmış yönetici”; mutlaka liderlik özelliklerini kendine katmalıdır ki; hem kariyerinde basamakları tırmanmaya devam etsin, hem de firması ile birlikte büyüyerek sağlıklı bir çalışma ortamında görevlerini yerine getirebilsin.

Liderlik eğitimi hem atanmış yöneticilere hem de yönetici adaylarına, uzman ekip ve tecrübeli eğitmenler tarafından verildiğinde, iş hayatında etkisi kısa sürede görülen performansa doğrudan etki eden önemli bir eğitimdir.