Yeni İş Ortamı: Yürümeyi Tekrar Öğrenmek

İster ilk işiniz olsun, isterseniz yıllardır çalışıyor olun, yeni iş ortamına girmek stres yaratır.

Farklı firmalarda farklı tecrübeler edinmek kariyerinizi geliştirir. Çok sık iş değiştirmemek gerekir ancak bir firmada; kişinin kendine katabileceği yeni tecrübeler kalmadıysa farklı imkanlar da değerlendirilebilir. Bu imkanları değerlendirip yeni bir anlaşma yaptığınızda; işe başlayacağınız o ilk gün tekrar yürümeyi öğreniyor gibi dikkatli adımlar atmalısınız.

İşi ne kadar bilseniz de ilk gün değerlendirmeye alınacak özellikleriniz iş ile ilgili olmaz. Her firmanın kendine özgü kültürü, iş yapış şekli ve kuralları vardır. İlk günler kuracağınız ilişkiler ve sergileyeceğiniz davranışlar, iş ortamınızın temellerini atacaktır.

Yaşanacak muhtemel sorunların temelini yeni iş arkadaşlarınızın önyargıları oluşturacaktır. Bu önyargılara ne kadar hazırlıklı olursanız, yeni işinize alışmanız ve “takım” a katılmanız o kadar hızlı gerçekleşecektir.

İlk günler size işi devredecek ya da süreçleri anlatacak kişiler, beraber çalışacağınız takım arkadaşlarınız, yeni yöneticileriniz, yönetici olarak başlıyorsanız yeni ekibiniz, sizi ilk günler bazen bilerek bazen farkında olmadan sürekli değerlendirecekler. Bunu yapma nedenleri; iyi/kötü niyetten kaynaklanmaz. Harvard’ lı sosyal psikolog Amy Cuddy; insanların sizinle ilk tanıştığı anda sadece tek bir sorunun cevabını aradıklarını ve bu cevabın iş ilişkilerinizin temelini oluşturduğunu söyler.

Soru basit: “Ona güvenebilir miyim?”

İnsanlar sizi bu kriterle değerlendirirken, farklı kişiler de farklı nedenler ile sizi gözlemleyecekler. Eğer işten ayrılan birinin yerine girdiyseniz, işten ayrılan kişinin arkadaşları tarafından, pozisyonunuzun bir önceki sahibi ile karşılaştırılacaksınız. Pozisyonunuzun eski sahibi ne kadar iletişime açık ve başarılı ise; sizden de aynısı beklenecektir. Ofisin “dikkatleri hep üzerine çekmek isteyen güzel/yakışıklı çalışanı” sizi kendine rakip görerek kıyafetlerinizi ve konuşmalarınızı dikkatle inceleyecek. Eğer kariyerinde hızlı ilerleyen dinamik bir yöneticiyseniz, işe başlamadan yeni ofisinizde dedikodularınız yapıldı ise, birileri sizin başarılı olcağınızı öngördüyse işiniz biraz zorlaşır. Sizi rakip gören kişiler, negatif bir gözle takip edecektir. İnsanlar çıkarlarının tehlikede olduğunu düşündükleri zaman savunmaya geçer. Yeni ofisinizde eğer birilerinin çıkarlarını tehlikeye atma ihtimaliniz var ise; size karşı kurumsal yöntemler ile ataklar yapmaya başlayacaklardır. Kulağa ürkütücü gelse de işinizi doğru yapıp, şirket kurallarına bağlı kalarak bu süreci atlatabilirsiniz. Bir konuda kendinizi ifade ederken kelimelere olabildiğince dikkat ederek konuşmak yine hatalarınızın önüne geçecektir.

“Yeni kişi” etiketinizi üzerinizden atana kadar davranışlarınızı planlamanız size bir kalkan oluşturacak, süreci sorunsuz şekilde atlatmanızı sağlayacaktır. Onlara sosyal açıdan kimseyi tehdit etmediğinizi, takım üyesi olduğunuzu, yeni işinize isteyerek, mutlu bir şekilde geldiğinizi gösterirseniz işiniz kolaylaşır.

Yeni işinizde, ne kadar başarılı olduğunuzu göstermek isteyeceksiniz. Analitik düşündüğünüzü, fark yarattığınızı, sizi tercih ettikleri için yanılmadıklarını göstermek isteyeceksiniz. Ancak en büyük hata; bunları ilk günden ön plana çıkarmaya çalışmaktır. Aslında ilk günler yapacağınız atılımları birkaç gün sonra yapmak size bir şey kaybettirmeyecek, kazandıracaktır. İlk günlerde işe alışma süreciniz boyunca “iş” konusundan çok “uyumlu” olup olmadığınız sorgulanacağından, iş ile ilgili yapacağınız yenilikler yeterli dikkati çekmez. Bunun yerine kısa bir süre bekleyin. O süre içerisinde insanlarla iletişiminize odaklanın. Size iş aktaran insanları dikkatle dinleyin, notlar alın, size yardımcı oldukları için teşekkür etmeyi unutmayın. Karşılaştığınız, tanıştığınız insanlarla göz teması kurmaktan kaçınmayın. Tanışmalarınızda kendinizden emin görünün, mütevazilikte aşırıya kaçmayın, sorulmadan geçmiş iş hayatınızı anlatmayın. Kendinizden bahsederken olumsuzluklardan söz etmeyin. Sosyal psikolojide tanımlanan olumsuzluk etkisi; insanların olumsuz olarak nitelenebilecek özelliklere karşı daha duyarlı olduğunu söyler. Yani akılda kalacak olan sizinle ilgili olumsuzluklardır. Daha önce yaşadığınız sorunları ya da şansızlıkları anlatmak için bekleyin.

Sorularınızı sormaktan çekinmeyin. Eğer proseslerde hatalar görüyorsanız bunları söylemek için ilk birkaç günün geçmesini bekleyin. Genellikle yeni kişi, eski çalıştığı firmadan söz ederken, eski firması için “biz” ifadesini kullanır: “Biz hesaplamaları farklı bir programla yapıyorduk” gibi. Biz-onlar ayrımında, yeni firmasını “onlar”, eski firmasını hala “biz” olarak gören yeni çalışana karşı önyargıların kalkması zaman alır. Buna dikkat edin. İnsanlara yardım edebileceğiniz durumlar ile karşılaştığınızda sizden talep edilmeden yardım etmeyin. Çünkü kişi zaten sizden yardım isteyebileceğini bilir ancak eğer bunu talep etmiyorsa sizin yardımcı olmanızı istemiyordur. İlk bir kaç günden sonra, insanlar sizin “tehlike” olmadığınızı anladıklarında artık önyargılar bitecektir. İlk bir kaç gün iyi bir “takım üyesi” olduğunuzu gösterdikten sonra yeni çalışma arkadaşlarınız sizinle ilişkilerini geliştirmek, sizi yakından tanımak için adımlar atacaktır. Tabi istisnalar dışında. Bu istisnalar da sizin zamanla geliştirebileceğiniz iş arkadaşlıklarına dönüşecektir. Bu süreci atlattıktan sonra, atılımlarınızı ve yeniliklerinizi insanlara sunabilir, kendinizi göstermek için çabayabilirsiniz. Artık yeni bir kulvara gireceksiniz. Kariyerinizin her anında devam edecek mücadeleye siz de üzerinizdeki önyargılardan kurtulmuş olarak devam edebilirsiniz.